
İnsanın en büyük sermayesi, enerjisidir. Bedeninin, aklının, ruhunun bir arada çalışmasını sağlayan bu görünmez güç, yaşamın bütün dinamiklerini belirler. Ne kadar zeki, yetenekli ya da bilgili olursan ol, eğer enerjin düşükse, hiçbir potansiyelini hayata geçiremezsin. İşte bu yüzden enerjini korumak, yönlendirmek ve gerektiğinde yeniden üretmek, modern çağın en önemli yaşam becerilerinden biridir.
Ama enerji dediğimiz şey, yalnızca yediklerimizden veya uyuduğumuz saatlerden gelmez. Asıl enerji kaynağımız, düşüncelerimizdir. Bizim enerjimizi en çok düşüren şeyler; negatif düşünceler, olumsuz duygular ve çevremizdeki negatif insanlardır. Fiziksel yorgunluk, bir şekilde geçer. Bir gece uyursun, toparlanırsın. Ama zihinsel ve duygusal yorgunluk… İşte o, insanı sessizce bitirir.
Korku, şüphe, pişmanlık, öfke, endişe… Bunlar enerjiyi emer. Tıpkı toprağın suyu çekmesi gibi, bu duygular da yaşam enerjini çeker, seni yavaşça içten kurutur. Hayatta bir şeyleri değiştirmek istiyorsan önce bu enerjiyi koruman gerekir. Çünkü enerji, iradenin yakıtıdır. Enerjin yoksa karar da alamazsın, harekete de geçemezsin, mücadele de edemezsin.
Bu nedenle hayatından negatifliği temizlemen gerekiyor. Önce insanlardan başla. Seni sürekli eleştiren, küçümseyen, sana güvenmeyen insanlarla arana mesafe koy. Çünkü insan, kiminle vakit geçirirse, onun frekansına bürünür. Negatif insanların çevresinde kalmak, bir odayı zehirli gazla doldurmak gibidir — bir süre sonra sen de nefes alamaz hale gelirsin.
Sonra düşüncelerini temizle. Kendi zihninde kurduğun karanlık senaryoların, senden başka kimseye zararı yok ama seni günden güne tüketir. “Ya olmazsa?” yerine “Nasıl olur?” demeye başla. “Ben yapamam.” yerine “Nasıl yapabilirim?” sorusunu sor. Çünkü enerji, yönünü sorularla bulur. Negatif düşünceler, enerjiyi emer; çözüm odaklı düşünceler, enerjiyi üretir.
Ve en önemlisi, gereksiz korkularını ve endişelerini bırak. Kontrol edemediğin şeyler için endişelenmek, varlığını boşuna harcamaktır. Haberleri açıyorsun: felaket, ölüm, savaş, yolsuzluk, skandal… Zaten yeterince karmaşık bir dünyada yaşıyoruz, bir de başkalarının kötülükleriyle beslenmeye gerek yok. Televizyonu kapat, ekranı indir, bir süre sessizliği dinle. Çünkü sessizlik, enerjini geri yükler.
Enerji, senin varlığının ritmidir. O ritmi koruyabilirsen, hayatta daha güçlü kalırsın.
Yorgun olduğunda değil, tükenmeye başladığında farkına varırsın aslında enerji kaybının. O yüzden erken davran. Negatiflik birikmeden temizle. Gereksiz insanlardan, gereksiz düşüncelerden, gereksiz yüklerden kurtul.
Unutma: Enerjini korumak bencillik değil, bilgeliktir. Çünkü kendi enerjisini koruyamayan, başkasına da fayda veremez.
Hayat, enerjisini yönetebilenlerin elinde büyür.
Ve en sonunda, o enerjiyi yükseltmenin sırrı çok basittir:
Ne düşünürsen, o olursun.
Ne hissedersen, o titreşimle yaşarsın.
O hâlde, yüksek düşün. Işığa odaklan. Çünkü hayatın enerjisi, senin içinden başlar.