Bir çalışan neden terfi eder?
Çoğu kişi bu sorunun cevabını “çok çalışmak” veya “uzun yıllar emek vermek” sanır. Oysa terfi, sadece çalışmakla değil, fark yaratmakla ilgilidir. Fark yaratan çalışan, işine sadece zamanını değil, bilgisini, enerjisini ve insanlarla kurduğu güveni de katar.

Her başarılı terfinin arkasında üç temel özellik vardır: Bilgi, Verim ve Nüfuz.
Bu üçü, birbirini tamamlayan ve dengeleyen bir yapının sütunları gibidir.
Bunlardan biri eksik olduğunda, yükselmek mümkün olsa bile kalıcı olmaz.

1. Bilgi: İşin Ustasına Dönüşmek

Bir lider veya yönetici adayı olmanın ilk koşulu, işi diğerlerinden daha iyi bilmektir.
Bilgi, otoritenin temelidir.
Çünkü insanlara yön gösterebilmek için önce yolu bilmek gerekir.

Bir departmanda, bir projede, bir üretim hattında “bu işin en çok bilen ismi kim?” sorusu sorulduğunda, cevabın siz olmanız gerekir.
Bu bilgi sadece teknik bilgi değildir; süreç bilgisi, müşteri bilgisi, ilişki yönetimi bilgisi, hatta kurumun kültürünü bilmek bile bu kapsamdadır.

Ama dikkat:
Bilmek yetmez.
Sadece bilmek, sizi “uzman” yapar; ama “lider” yapmaz.
O bilgiyi paylaşmak, öğretmek ve yaymak gerekir.
Gerçek bilgi, başkalarının da gelişmesini sağlayan bilgidir.
Çünkü kurumlar, bilgiyi saklayan değil, paylaşan çalışanlarla büyür.

Kısacası:

Bilgi, liderliği başlatır; paylaşmak, liderliği kalıcı kılar.

2. Verim: Bilgiyi Değere Dönüştürmek

Birçok çalışan işini iyi bildiğini iddia eder, ama bu bilgi sonuca dönüşmüyorsa, değeri sınırlıdır.
O yüzden ikinci kriter verimdir.

Verim, bilginin üretkenliğe dönüşmesidir.
Yani “ne kadar biliyorsun” değil, “bildiğini ne kadar işe yarar hale getirdin?” sorusunun cevabıdır.

Verimlilik;

  • Hızlı ve doğru çalışmak,
  • Gereksiz tekrarları ortadan kaldırmak,
  • İş süreçlerini sadeleştirmek,
  • Kaynakları akıllıca kullanmak,
  • Aynı zamanda çevresine örnek olacak bir çalışma disiplini göstermekle ilgilidir.

Verimli insan, kuruma enerji katar.
Onun olduğu yerde işler akar, süreçler tıkanmaz, problem çözümleri gecikmez.
Verim, kurumun gizli sermayesidir.
Ve her kurum, verimliliğini artıran insanları terfi ettirir, çünkü onlar kazanç üretirler.

Ama sadece verim yetmez.
Çünkü insanlar sadece makine değildir.
Kurumu ileri taşıyan, aynı zamanda insan ilişkilerinde güven kurabilen kişilerdir.

3. Nüfuz: İnsan Üzerinde Etki Bırakmak

Terfinin üçüncü şartı: Nüfuz – yani etki gücü.
Bir çalışan bilgi sahibidir, verimlidir ama eğer insanlarla ilişki kuramıyorsa, ekip üzerinde saygı uyandırmıyorsa, o noktada liderlik potansiyeli eksiktir.

Nüfuz, sadece “otorite” anlamına gelmez.
Nüfuz, güven ve saygının doğal sonucudur.
Bir ekipte, insanlar sizin sözünüze kulak veriyorsa, sizden fikir alıyorsa, yardım istiyorsa — siz nüfuz sahibisiniz demektir.

Nüfuzun kaynağı üç şeydir:

  • Sevgi: İnsanlara değer vermek, onları dinlemek.
  • Saygı: Kimsenin emeğini küçümsememek.
  • Güven: Sözünüzle davranışınızın bir olması.

Nüfuz sahibi insanlar, baskı kurmadan yönlendirir, emir vermeden motive eder.
Onların varlığı, çevresindeki insanların enerjisini yükseltir.
Kurum içinde sessiz ama güçlü bir çekim alanı oluştururlar.

Bu yüzden her yönetici adayı, şu soruyu kendine sormalı:

“Benim sözüm, ekipte etki yaratıyor mu?”
“Benim davranışım, güven mi yayıyor, korku mu?”

Çünkü etkisiz lider, sadece unvan taşır; yönlendiremez.

Kötü Yöneticiliğin Bedeli

Üç ayaktan biri eksikse, terfi kalıcı olmaz.
Bilgisi vardır ama etkisi yoksa — teknik ama soğuk bir yönetici olur.
Verimlidir ama adil değildir — güven kaybolur.
Sevilir ama disiplinsizdir — ciddiyet sarsılır.

Ve sonuçta ne olur?
İyi çalışanlar kaçar.
Araştırmalar gösteriyor:

Şirketlerden ayrılan çalışanların %70’i, işinden değil yöneticisinden ayrılır.

Yani kötü yöneticilik, bir kurumun en değerli kaynağı olan insan sermayesini kaybettirir.
O yüzden, yönetici yetiştirmek, sadece eğitim değil — karakter inşasıdır.

Sonuç: Terfi Bir Hakkın Değil, Bir Hakedişin Sonucudur

Genel müdür olmak da, şef olmak da, posta başı olmak da aynı temele dayanır:
Bilgi, verim, nüfuz.

Bu üçü birlikte yürüdüğünde, liderlik doğal bir sonuç olur.
Terfi, “tesadüf” değil, bu üç alanın birikimidir.
Ve her biri bir diğerini besler:
Bilgi verimi artırır, verim güven kazandırır, güven de etkiyi büyütür.

Kısacası:

Bilmeden verim olmaz.
Verimsiz güven doğmaz.
Güven olmadan liderlik kurulmaz.

Bu yüzden, gerçekten yükselmek isteyen herkesin kendine her sabah şu üç soruyu sorması gerekir:

  1. Bugün ne öğrendim?
  2. Bugün neyi daha verimli yaptım?
  3. Bugün kimlerin güvenini ve saygısını kazandım?

Bu üç soruya tutarlı cevaplar verebildiğiniz gün, terfi etmeniz sadece zaman meselesidir.

About The Author