İnsan dünyaya geldiği andan itibaren :
- 1- Yaşamını idame ettirecek kaynaklara ulaşmak ve onları çoğaltmak
- 2-Kendini fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak güvenceye almak
- 3-İnsanlar arasında tanınmak ve kabul görmek
- 4- Algı çeşitliliği ve bilgi yoluyla kontrol edebildiği alanı ve öngörebilirliğini geliştirmek ister.
İnsanın yeryüzündeki tüm etkinliklerinin temel ereğini dikkatli bir bakışla bu dört amacının içine sığdırabiliriz. Modern ekonominin ve çalışan sınıfların yükselişiyle ortaya çıkan bir kavram olan “kariyer” de bu perspektiften baktığımızda yukarıda saydığımız dört ereğin özellikle ilk üçüyle ilgilidir.
Öncelikle kariyeri ekonomik imkanlarımızı artırmak , yani kaynaklarımızı çoğaltmak için isteriz. Diğer yandan kariyer sahibi olmak, sürekli bir işimizin olması, elimizde satacağımız bize ihtiyaç duyulacak değerli bir emeğe sahip olmamız bize önemli ve güvende hissettirir. Kariyer sahibi olduğumuzda ve kariyerimizde yükseldiğimizde insanlar tarafından saygı duyulduğumuzu önemsendiğimizi, iş hayatı gibi geniş sosyal bir ekosistemde bir yerimiz olduğunu hissederiz. Son olarak imkan ve kaynaklarımızı çoğaltmak bizi biraz daha nüfuzlu ve güçlü dolayısıyla başımıza gelecek belirsizliklere karşı öngörebilir kılar.
İnsan bu dört amacı gerçekleştirmek için dört temel sermayeye (capital) dayanarak hareket eder :
Bunlar :
- Psiko-fizik sermaye
- Entelektüel sermaye
- Sosyal sermaye
- Maddi sermayedir.
Psiko fizik sermaye bizim fiziksel ve psikolojik gücümüz, sağlığımız enerjimizdir. Hayattaki bütün etkinliklerimiz bu kaynağımızın kalitesine dayanır. Cesaretimizi, hızımızı, sebatımızı bu sermayemizin gücüne borçluyuzdur. İnsanlar psiko fizik sermayelerini güçlü tutmak için :
- Yeterli beslenirler
- Dinlenirler
- Barınırlar
- Spor yaparlar
- Sağlık desteğine ihtiyaç duyarlar.
Entelektüel sermayemiz bizim dünyaya dair bilgimizden, hayat tecrübemize, bildiğimiz her şeye ama özellikle toplumsal işbölümü açısından mesleki bilgimize ve birikimimize dayanır. Entelektüel sermayeyi çevremiz ve kendimiz üzerinde öngörebilirliğimizi artırmak, sosyal açıdan kabul görmek, tatmin edici bir şekilde toplumsal işbölümüne emeğimizi satarak katılmak için kullanmaya ihtiyaç duyarız. Psiko-fizik sermayenin mükemmel oluşu bir noktadan sonra kariyerinizi etkilemez ama entelektüel sermayenin yükselişi kariyerinizi doğrudan etkiler. Entelektüel sermayemizi artırmak için
- Okuruz
- Okula gideriz
- Kursa gideriz
- İzleriz
- Dinleriz
- Pratik yaparız
İnsan sosyal bir varlıktır ve tek başına yaşayamaz. Bu yüzden sosyal sermaye insanın diğer önemli imkanıdır. Eskiden aşiret ve kabile yapılarıyla sağlama alınmak istenen bu güç, bugün aileler, arkadaş grupları, ait olunan sosyal gruplar, üye olunan dernekler, iş ilişkileri, tanıdıklar vs. yoluyla biriktirilmektedir. İnsanın sosyal çevresi onun imkanlarını çeşitlendirip ona yeni olasılıklar açabilir. Sosyal çevremizin genişliği bizde toplumsal kabul, onanmışlık ve güven duygusu oluşturur. Bu duygular bizi daha öz güvenli ve rahat hareket etmeye teşvik eder. Ayrıca geniş bir çevre sahibi olmak öngörebilirliği de artırır. Sosyal sermayemizi artırmak için
- Aile ilişkilerine önem verir
- Arkadaş edinir
- Toplu aktiviteler yapar
- Grup ve topluluklara katılır
- Statü sembolleri edinir ve kullanırlar.
Maddi sermaye sahip olduğumuz menkul, gayrımenkul herşeydir. Cebimizdeki paradan, evimize, arabamıza, hesabımızdaki birikimden paraya çevrilebilir her şey bu sermaye kategorisi altında sınıflanabilir. İnsanlar saydığımız ilk üç sermaye grubunu kullanarak maddi sermayeyi artırmaya, bir anlamda daha “kinetik” ve “soft” enerjileri kullanarak maddi birikim oluşturmaya çalışırlar. Maddi sermaye bizim kaynak çeşitliliğimizi, güvence duygumuzu, sosyal statümüzü ve öngörebilirlik yeteneğimizi artırır. Maddi sermayemizi artırmak için :
- Çalışır
- Tasarruf eder
- Yatırım yapar
- Ticaret yaparız.
Özetle insan hayatta kalabilmek için bu dört sermaye unsurunu güçlendirmeye çalışır, buralarda olası zayıflamaların önüne geçmek ister, zayıflamalar olursa onları birbiriyle dengelemeye çalışır. Ama her durumda bilinçli ya da bilinçsiz bu dört sermaye unsurunda bir kaybı olmadan hayatını sürdürmek ve bu yolla :
- 1- Beslenme barınma
- 2-Güvenlik
- 3-Kabul görme
- 4-Güvence ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanır.
Ancak toplumların yönetim biçimlerinden tutun, alışkanlıkları, imkanları yahut sosyo politik gelişmeler bu dört sermaye unsurunu doğrudan etkiler.
Dolayısıyla bireysel olarak “kariyer” kavramı kişilerin psiko fizik, entelektüel, sosyal ve maddi sermayelerinin bir türevidir. Kişiler kariyer yolcuğuna başlamadan önce psiko fizik açıdan belli bir olgunluk seviyesine ulaşmak ( 18 yaş) entelektüel sermayelerini yeterli hale getirmek ( resmi mezuniyetler) , sosyal açıdan minimum iletişim becerilerine sahip olmak, maddi açıdan da entelektüel ve psiko-fizik varlığını yeterli hale getirecek bir imkan ve garanti edilmiş bir desteğe gereksinim duyarlar.
Günümüzde öncesinde teknoloji sonrasında da pandeminin etkisiyle insanın bu dört temel sermayesini etkileyecek gelişmeler oldu ve olmaya devam ediyor. Dolayısıyla kariyer yolculuğumuzu ya da hayatta kalma stratejimizi yeniden şekillendirmemiz çok önemli görünüyor.
Öncelikle küresel salgın çoğu kişinin sağlığını tehdit etti, uzun süreli komalar, karantinalar ve izolasyonlara sebep oldu. Psiko- fizik varlığımızın güvende olmadığı bir çağa adım attığımızı anladık. Tüm dünyayı etkileyecek çapta bir küresel salgın dünya tarihinde ilk defa yaşandı. Bu salgın yüzünden sokağa çıkma yasakları uygulandı, insanlar tecrit edildi veya kendilerini tecrit ettiler. Hem sağlığımızın sürekli tehdit altında olduğunu düşünmek stres düzeyimizi artırdı., hem de bazılarımız salgına yakalanarak iş ve sosyal hayattan önemli ölçüde uzak kaldılar. Küresel salgının yakalamadığı kişiler bile psikolojik etkilerinden herkes nasiplendi. Bu durum sağlıklı yaşamı, yani psiko fizik varlığı korumayı hiçbir dönemde olmadığı kadar önemli hale getirdi. Salgından korunmak için düzenli beslenme, yeterli uyku, düşük stres ve egzersiz ve temiz hava herkesin hedefi haline geldi. Geleceğin dünyasında bu çok daha önemli olacak. Kamusal sağlık hizmetlerinin ve sosyal güvenliğin düşük olduğu ülkelerde sağlığını kaybetmenin maliyeti ise daha büyük. Geleceğin dünyasında sağlıksızların sesini kimse duymayacak gibi görünüyor. İyi bir kariyeri bir kenara bırakın, standart insani bir yaşam , hatta bağımsız yaşamın yolu psiko fizik yeterlilikten geçiyor.
Yeni dönemin en önemli özelliği hızlı değişen ve güncelliğini yitiren bilgi oluyor. Kimsenin ben oldum, tamamım, yeterliyim diyemeyeceği bir döneme girdik. Yeni uygulamalar, yeni ihtiyaçlar, bilgiye hızlı ulaşma ve onu hızlı bir şekilde pratik sonuca dönüştürme becerisi önem kazandı. O yüzden herkesin kendi alanında kendisini sürekli yenilemesi gerekiyor. Yenilenmeyen bilgi güncelliğini yitiriyor.
Eskiden uzun süren lise ve üniversite hayatının sonrasındaki bilgiler piyasada başarılı olmayı mümkün kılardı. Şimdi diploma başarının garantörü değil, ayrıca piyasanın sizin teorik bilgilerinizin pratiğe dönüşmeye beklemeye sabrı yok. O nedenle meslek kursları, online beceri eğitimleri, teknik eğitimler devreye giriyor. Bunların elbette bir maliyeti var. Bu eğitimleri devlet karşılamıyor. Üniversite ve liseler henüz bu beklentilere göre dönüşmediler. Bu eğitimleri ya kişiler kendi cebinde karşılıyor ya da bu işverenin çalışanlarına yaptığı bir yatırım oluyor ama her iki durumda geçerli olan en önemli şey reskilling veya upskilling dediğimiz kendimizi sürekli güncelleyerek entelektüel sermayemizi artırmamız gerektiği gerçeği. Aksi halde bildiklerimiz bizi ayakta tutmaya yetmeyecek. Kişiler bir işte çalışıyorlarsa işyerinin sunduğu eğitim imkanlarından faydalanabiliyorlar ama yeni dönemde milyonlarca kişi bir işe girebilmek için mevcut entelektüel sermayelerini geliştirmek zorunda ve bunu da ceplerinden finanse etmeliler işte buna hazır olmak ve gelişimi bir yaşam stratejisine dönüştürmek gerekiyor.
Yeni dönemin çalışma koşulları ve pandemi etkileri sosyal sermayenin kişiler için eskisi kadar kolay biriktirilemeyeceğini ve güçlü olmayacağını gösteriyor. İnsanlara sunulan işlerin çoğu proje bazlı ve kısa dönemli işler oluyor. Buralarda uzun süreli kalıcı dostluklar ilişkiler geliştirme şansınız yok. Ayrıca işin büyük çoğunluğu evden yapılıyor, insanlar yüz yüze gelmedikleri , sosyalleşmedikleri takımların parçası olmaya her geçen gün daha fazla maruz kalacaklar. Aynı zanda birden fazla işte çalışmak, kısa dönemli işler ve pandemi koşulları nedeniyle minimize edilmiş sosyallik sosyal sermayemizi erozyona uğratacak. Peki sosyal sermayenin daralması ne demek ?
Sosyal sermayenin daralması güven çemberimizin daralması, sosyal paylaşımlarımızın azalması, kendimizi daha yalnız ve etkisiz hissetmemiz demek.
En iyi olmak için sürekli rekabet, işyerinde yaratılan rakip kültürü yahut iş bulmak için rekabet etmek zorunluluğu da çalışanların mesleki dayanışma imkanını zayıflatıp onları atomize ediyor. Yeni dönemde ne olursa olsun köksüzleşmemek, sosyal ve yerel aidiyetlerini sürdürmek, sanallık harici insanlarla gerçek ilişkiler kurabilmek yani sosyal sermayeyi erozyondan koruyabilmek sağlıklı yaşamak için olmazsa olmazlardan.
Son olarak maddi sermayemiz yeni dönemde çok da güvence altında değil. Ücretlerin satınalma gücü düşmüş durumda. Kişileri entelektüel sermayeleri ve psiko fizik sermayelerini desteklemek için ceplerinden yapmaları gereken yatırım artarken yaşam maliyetleri hiç de ucuz değil. Konut fiyatları, kiralar dünyanın hiçbir yerinde ucuz değil. Artık tek maaşla ev geçindirmek, yahut emekli olana kadar ev, araba sahibi olmak kolay değil.
Piyasadaki başlangıç maaşlarıyla birikimi olmayan bir beyaz yakalının ortalama bir eve sahip olması zor görünüyor, bunu yapsa bile standart bir yaşamın bir çok lüksünden uzun süre feragat etmek durumunda kalabilir. İnsanlar maddi sermayelerini artırmak için 2 yol izleyebilirler. Bunlardan ilki daha yüksek ücretli bir işe geçmek. Ama bu fırsat çok fazla değil.
Diğeri ise ücretini yükseltemiyorsa harcamaları düşürmek. İşte yeni dönemde bizi bekleyen bir alışkanlıkta bu. Minimalist yaşamaya alışmak gerekiyor. İhtiyacımız olmayan tüm harcamaları frenlememiz, geleceğimizi ipotek altına alacak borçlardan sakınmamız gerekiyor. Çalışma hayatındakilerin çok büyük bir kısmı için bu zorunlu bir hayat stratejisi olarak öne çıkıyor.
Gelecekte kariyer kolay olmayacak. Bilgi ve tecrübelerimizin hızla değersizleştiği, yalnızlaştığımız ve imkanlarımızın kısıtlandığı bir dönemde bizler gibi çalışma hayatına atılan milyonlarca kişi ile yarışacağız. Emek piyasaları artık yerel değil global, yapay zeka bir çok işin yerini alıyor. Sosyo-politik desteklerimiz azalıyor. Böyle bir dünyada kariyer yapmak ve yaşamak için bir stratejimiz olması gerekiyor. Geleceğin dünyasında ayakta kalmak isteyenlere strateji önerimizi şöyle formüle edebiliriz.
- Sağlığını ve moral gücünü korumak için bilinçli bir beslenme ve egzersiz rejimi uygula
- Her gün yeni bir şey öğren ve kitap oku. Özellikle niş beceriler elde etmeye odaklan. İşin çıktısını şahsileştir.
- Aile bağlarını güçlü tut, kişisel ve mesleki sosyalleşmek hayatının bir parçası olsun.
- Kazandığından az harca, minimalist yaşa.
Bireysel bağımsızlığını ve pazarlık gücünü korumak istiyorsan yeni dönemde hayatta kalmak bu ana başlıklara indirgenebilir. Ancak nasıl formüle edilirse edilsin yeni dönemde ayakta kalmak ve yeni çalışma dünyasına uyum sağlamak hiç kimse için kolay olmayacak.