İş hayatı ve iş yönetimi en temelinde “ilişki yönetimi” demektir. Karmaşık bir sosyal ekosistem olan iş hayatında insan ilişkileri en iyi yürütebilenler başarılı olurlar.
İlişki yönetiminin ilgili olduğu zeka türü ise “sosyal zeka” olarak isimlendirilir.
Sosyal zeka duygu ve ihtiyaçlarımızın farkında olmak, diğerlerinin duygularını tanımlayabilmek ve durumsal konuları kavrayabilmektir.
Sosyal zeka iki temel bileşenden oluşur. Bunlar :
• Sosyal Farkındalık
• Sosyal Beceri
Olarak sıralanabilir.
Sosyal farkındalık :
• Temel empati becerisi, karşındakiyle birlikte hissedebilme, onlardan gelen sözlü olmayan iletişim sinyallerini alabilmek
• Karşındakini odaklanarak ve onun duygu durumunu kavrayarak dinleyebilmek ve mesajlarını dekode edebilmek
Karşıdakinin duygu, düşünce ve niyetlerini doğru okuyabilecek bir empatik isabetlilik.
Sosyal hayata hakim olan temel kuralları bilmek, sosyal dünyanın nasıl yürüdüğüne dair görgü sahibi olmaktır.
Sosyal Beceri: Basitçe diğerlerini fark etme onların sosyal ortamda davranışlarının ne anlama geldiğini kavrama becerisidir.
Sözlü olmayan (nonverbal) iletişim yeteneği- duruş, davranış ve beden dili ile sosyal ortama uygun ve istediği mesajları vermek- yine karşıdan bu yolla gelen mesajları doğru algılamak.
Kendini etkili bir şekilde sunmak (self presentation)
Sosyal ilişkilerin çıktılarını yönetebilmek – yani karşındakilerden hedeflediğin sosyal tepkileri alabilmek.
Diğerlerinin ihtiyaçlarını kavrama ve ona uygun davranmak olarak tanımlanabilir.
Diğerleri ile sağlıklı ilişkiler kurabilmenin temel bileşenleri ve normları ise aşağıda sayacağımız davranışlardır. Bütün insani ilişkiler bu temellerle başlar, bunlar olmadan ilişki kurabilmek mümkün değildir :
Selamlamak : Selamlamak karşındakinin varlığını tanımak, kendini ona bildirmeye hazır olduğunu ve onun da kendini sana bildirmesine açık olduğunu dile getirmektir. Selamlamak iletişime başlamak öncesi bir ritüeldir. Selamlamak olmadan iletişim olmaz.
Bir iş arkadaşınızla karşılaştığınızda ona selam vermemek onu yok saymaktır. İnsanlar yok sayılmak kadar hiçbir şeyden gocunmazlar. Yok saydığınız kişi ile ya hiç iletişim kuramaz ya da düşmanca iletişim kurabilirsiniz.
Bakış : Bakış ilk temastır. Sözlü iletişimi önceler. Bakış sözlü iletişime davet etme ya da talepte bulunma anlamına gelir. Bakış durumu kavrama ve selam tonunu ayarlamak için de önemlidir. Bakışla beynimizdeki ayna nöronları devreye girer ve diğerlerini kavramak ve onlarla senkronize davranmak için imkan buluruz.
Bakmak görmek, karşındakinin farkında olmak onu kabullenmektir. Karşındakiyle sağlıklı göz teması kurmadan iletişim sakat doğar. Gözlerimize bakmayan insanlara güvenmeyiz. Biz konuşurken başka yerlere bakan insanların bizi önemsemediği ve hakaret ettiği duygusuna kapılırız.
Ses: Ses tonunuzu doğru ayarlamak bir sosyal zeka becerisidir. Ses tonu ve tınısı sosyal statü ile doğrudan ilgilidir. Ses tonu aşağı sosyal statülerin teslimiyetini, baskın sınıfların üstünlüğünü ve entelektüel küçümsemeyi ima edebilir. Karşınızdaki ile dengeli bir iletişim kurmak için ses tonunuzu eşitler arasında karşınızdakini tam muhatabınız olarak ayarlamanız gerekir.
Jestler ve El Hareketleri : Ölçülü jestler ve işaretlerle desteklenmiş bir konuşma iletişime daha derin hakim olmanızı sağlar. Zekamız sadece beynimizde değil tüm bedenimizdedir. Etkili bir iletişim tüm varlığımızla katıldığımız ve desteklediğin bir iletişimdir. Sadece sözler ve sesler eğer beden iletişime katılmıyor ve desteklemiyorsa bizi kurtarmaz.
Beden Dili: Beden dili duygularımızı açık eder. Beden dilimizi hem sözsüz iletişim için bilinçli olarak doğru kullanabilir, hem de bu şekilde karşıdan gelen mesajları doğru kavrayıp doğru tepkiler geliştirebiliriz. İletişim yönetimi beden dili normlarını çok iyi bilmeyi ve davranışlarımızın diğerleri üzerindeki tesirinin farkında olmayı gerektirir.
Gülümsemek: Gülümsemek çevrenize olumlu mesajlar vermek ve karşınızdakini iletişime davet etmektir. Gülümseyerek kendimize yeni iletişim kanalları için hazırlık yaparız. Etki ve nüfuz iletişim kanallarını takip eder.
Görünüşün Söyledikleri: Görünüşümüzle çevremize yüzlerce mesaj veririz. Giyinişimiz, kıyafetimiz hatta ofisimiz, evimiz ve kullandığımız araçlar bizi anlatır. Doğru görünüşe sahip değilseniz en etkili sözler ve mesajlar bile dikkate alınmaz. Statü ve pozisyonunuzla örtüşür bir dekor içinde kendinizi sunmanız iletişimizi güçlendirir hatta onu mümkün kılar.
Nasılsınız ? : Selamlaşmadan sonra sorulan sorular eğer sohbet edilecekse bir giriş ritüelidir. Bu buzları kırmak için önemlidir. Sonrasında konuşulacak genel bir konu örneğin hava durumu hakkında konuşmak , hem çatışma riski içermeyen, hem de herkesin eşit olarak bildiği bir konu olarak grup aidiyetini pekiştiren bir başka ritüeldir.
Talep etmek : Talep etmek, soru sormak , bir konu hakkında fikir istemek karşınızdakinin kendisini sizin nezdinizde değerli hissetmesine yol açacağından önemlidir. İnsanlara bir konuda fikirlerini sorarak onların size yakınlaşmasını ve sizinle etkileşime girmelerini sağlayabilirsiniz.
Bilgi alıp vermek arkaik dönemlerden beri insan topluluklarında bir prestij unsuru olagelmiştir. Talep etmek ilişki geliştirmektir. Birisine çözüm için bir problem götürmeye cesaret etmek ilişki kurmaya cesaret etmektir.
Birlikte Bir şeyler Yapmak : Özellikle kişilerin ilişkiye değil de hedefe odaklandıkları birlikte bir takım oyununu oynamak insanları rahatlatır ve iletişimin ön risklerini ortadan kaldırır. Birlikte faaliyet aynı zamanda yakınlaşma için bir adım olabilir. Diğerleriyle birlikte yapacağımız etkinlikler bize bir çok iletişim kapısını aralayabilir.
Sosyal Kodlar- Görgü Kuralları : Sosyal kodlar ve görgü kuralları iletişimi kolaylaştırmak ve riskleri ortadan kaldırmak için vardır. İletişim risklerini aza indirgemek, karşındakine değer verdiğini göstermek için bunlara dikkat etmekte azami fayda vardır. Yine sosyal kodlara dikkat bizim ortak gruba aidiyetimizi pekiştirir ve çevremizdekilerle iletişimimizi güçlendirir. Sosyal kodlara dikkat etmemiz bizi nazik bir insan kılar. Nazik kişiler iletişime açıklık ve nüfuz konusunda daha etkindirler.
Vermek : İnsan toplumlarının temel yasası karşılıklılık yasasıdır. Almak için vermek gerekir, vermek de almanın ön şartıdır. Vermek karşındakinin varlığını tanımak onu kabul etmek, kendinden bir parçayı ona sunmaktır. Vermek ilgi vermek, zaman vermek, hediye vermek, tebrik kartı vermek gibi bir çok alanda çeşitlendirilebilir. Vermek aynı zamanda sahip olmayı ve bir gücü de imlediği için vermek üstünlüktür. Sosyal hiyerarşi de yükselmenin bir yoludur.
Verecek bir şeyi olmamak bir anlamda bir varlığı olmamaya, bir değeri olmamaya eşdeğerdir. İlişki yönetiminde kritik önemli noktalardan biri vermeyi bilmektir.
Üç Sihirli Sözcük : Lütfen, Pardon ve Teşekkür ederim : Birinden bir şey isterken ne kadar yaptırım gücünüz fazla da olsa lütfen demek ona bilerek bir özgürlük alanı bırakmak, ona reddetme alanı , yani var olma alanı bırakmak demektir. Lütfen demek karşındakinin varlığını kabul etmektir. Keza özür dilemek kendi davranışının başkasının yaşam alanındaki etkisinin farkında olduğunu, yani hem kendi bilincinde olduğunu, hem de başkasının varlığının hassas bir şekilde farkında olduğunun dile getirilmesidir. Teşekkür etmek karşınızda özgür bir irade ve özgür bir birey bulunduğuna yapılan bir tasdiktir.
İnsan sosyal bir varlıktır. Yaşamak için başkalarına bağımlıyız. Daha spesifik olarak iş yapmak için de başkalarına bağımlıyız. İş yapmak için bilgi vermek, bilgi almanın temelde olduğu sürekli bir iletişim alışverişi denilebilir
Çevresindeki diğerlerinin gücünü önemsemeyen, onların varlığının farkında olmayan bir kişinin ilişki yönetiminde başarılı olması mümkün değildir. İlişkilerini yönetemeyen birinin de işi yönetmesi mümkün olmaz. O nedenle en basit temizlikçiden, genel müdüre kadar çevremizdeki herkesin ilişki etkinliğimiz üzerinde bir gücü vardır. Bunun farkında olunması ve doğru kullanılması gerekir.
Basitçe söylemek gerekirse insan ilişkilerinde kontrolü kaybeden kaybeder. Kimle ilişki kuruyorsanız kurun, ne zaman ilişki kuruyorsanız kurun yüz ifadenizde, ses tonunuzda, duruşunuzda, el sıkışınızda, el yazınızda, sesli mesajlarınızda, karar vermenizde, liderlik edişinizde ve diğerlerinde siz kendinizi ortaya koyarsınız. En yukarıya çıkmak için ihtiyacınız olan özellikler entelektüel özelliklerden ziyade duygusal özelliklerdir.