En azından bu yolun sonuna gelmiş olabilirsiniz. Çok az kimse ilk girdiği işinde ömür boyu çalışabilir.
Çeşitli nedenlerden dolayı ayrılma kararı vermiş olabilirsiniz.
İş size göre değil, konumu uzak, maaşı düşük, prestiji az, amirinizle anlaşamadınız, arkadaşlarınızı sevemediniz … Bir çok sebep sayabiliriz.
Belki beklediğiniz takdiri görmediniz, terfi imkanınız yoktu, geleceğinizi öngöremediniz, motivasyonunuz dibe vurdu, aidiyetinizi yitirdiniz.
Ya da işyeriniz sizi beğenmedi, yetersiz, ağır ve soğuk buldu, yeteri kadar iletişimi güçlü görmedi, proaktif olduğunuzu düşünmedi ve sizi işten çıkarmaya karar verdi.
Ve işten ayrıldınız.
Hayırlısı olsun. Dünyada iş mi yok !
Ancak şu söylediğimizi unutmayın: “ iş yerinizden asla kötü ayrılmayın”
Ne yaşamışsanız yaşayın en güzel şekilde ayrılmaya çalışın. Geride kişisel husumet bırakmayın.
Unutmayın dünya küçük, geride bıraktığınız kötü şöhret gideceğiniz her yere sizden önce ulaşabilir.
Bu kötü şöhret büyük balyozlarla yıkmak zorunda kalacağınız ön yargı duvarları oluşturabilir size dair.
Hatta geride bıraktığınız kötü hatıralar iş görüşmelerinde yeni firmanızın kulağına fısıldanıp kariyerinize engel olunabilir.
O nedenle işe girmek kadar işten ayrılmak ta bir sanattır. Sonuçta bu durum dünyanın sonu değildir. Hayat denen büyük serüvende iş küçük bir detaydır. İşle ilgili yaşadığımız şeyleri bu kadar büyütmek olsa olsa kendimizi küçültmek olur.
Büyüklük her daim sizde kalsın. Güzel ayrılın. Unutmayın güzel ayrılışlar hoş karşılanışlar yaratabilir zamanı geldiğinde.