TUIK’in son verilerine göre Türkiye’de 3 milyon 828 Bin genç işsiz var. Yani ne çalışan ne de okuyan 15-24 yaş arasındaki bir kitleden bahsediyoruz. Genç işsizliği oranı % 21 Bu gençler aileleriyle birlikte yaşıyor. Muhtemelen bütün gün odalarına kapanıp bilgisayar oyunu oynuyor, internette takılıyor, online platformlarda dizi ya da film izliyor. Online olarak sosyalleşiyor. Aileleri tarafından finanse ediliyorlar. Muhtemelen bir kısmı bir taraftan iş arıyor ancak kolay iş beğenmiyor. Masa başı, maaşı iyi, vardiyasız, haftada 5 gün çalışılan işler arıyorlar. Onlar bu şekilde iş aradığı gibi onları destekleyen aileleri de onlarla aynı şekilde düşünüyor olmalı ki Türkiye’de genç işsizliği hızla büyürken sanayida nitelikli eleman ihtiyacı da bir o kadar hızla artıyor.
Yerelde yaptığım çalışma esnasında da bu grupla karşılaştım. Bir kısmı evliydi ve aileleri tarafından destekleniyordu. Bir kısmı aileleriyle yaşamaya devam ediyordu. Bu grubun özelliği çalışarak elde edecekleri geliri kaybedecekleri boş zamana değer görmemeleri. Daha iyi koşullar bekliyorlar. Aileleri de onlar için daha iyi koşullar bekliyor ve bu gerçekleşene kadar çocuklarını patalojik bir şekilde fonluyor. Bu arada bu gençler iş hayatına girmeden birkaç sene heba ediyorlar. Bu sırada çalışmamanın finansal kaybı yanında, tecrübe edinme, sosyalleşme, gibi imkanlardan da uzak kalmış oluyorlar. Aşırı sanal ve izole ortamlarda sosyal becerileri köreliyor. İleriki yıllarda iş hayatına atılmak için her geçen gün daha da dezavantajlı konuma geliyorlar.
Benim gençlere önerim şu : Gençler , daha iyi bir iş fırsatını evde beklemeyin. Ücreti az bulsanız ve şartları beğenmeseniz dahi bir yerden vakit geçirmeden başlayın. İşyerinde sadece para kazanılmaz, sosyalleşir, iş kültürü edinir ve reel ekonomiye dair fikir sahibi olursunuz. Özgüveniniz artar, enerjiniz yükselir. Bu arada tecrübe edinmiş olursunuz. Yarın bir gün CV de boş geçen süreler işe girişinizi daha da zorlaştırabilir.
Ailelere de şu şekilde selenmek istiyorum : Çocuklarınıza iyilik yapmıyorsunuz. Aksine onların hayatlarını israf etmelerine farkında olmadan destek oluyorsunuz. En güzel zamanlarını boşe geçirmelerine sebep oluyorsunuz. Onları çalışmak ve iş hayatına atılmak konusunda cesaretlendirin. Yarın , yaşları ilerlediğinde ne iş öğrenebilecekler ne de iş ortamına uyum sağlayabilecekler. O yüzden onları geç olmadan çalışmaya teşvik edin.
Yapılan araştırmalara göre insanin kişiliği 35 yaşına kadar şekilleniyor. Yani 35’ine kadar çoğunlukla sorumluluk almayan, kendini zorlamayan, başkalarına bağımlı bir hayat sürdüyseniz , o yaştan sonra toparlanmanız çok zor.
Araştırmalarım neticesinde şu kanıya vardım ki Türkiye’de işsizlik büyük oranda iradi bir işsizlik. Yani gençler ve aileleri iş beğenmiyor. Bu beğenmemenin özel sektörü ve ekonomiyi ilgilendiren boyutları bir tarafa, ailelerin gençlerin iş ve meslek seçimlerinde olduğu kadar çalışma kararlarında da tesiri büyük. Bu durum Kamu spotlarına kadar inmesi gereken bir milli seferberlik meselesi. Bu milletin gençlerine çalışmayı yeniden sevdirmek gerekiyor. Bunu devlet, toplum ve özel sektör el birliği ile yapmak zorunda.